Leroy Sané’nin Fenerbahçe hakkında yaptığı küçümseyici açıklamalar futbol dünyasında büyük bir tartışma başlatırken, sarı-lacivertli camianın cevabı ise gecikmedi. Alman yıldızın, İstanbul’daki bir etkinlik sonrası basın mensuplarının “Fenerbahçe’ye transfer olmayı düşünür müsünüz?” sorusuna verdiği sert ve kibirli yanıt, hem Türkiye’de hem Avrupa’da büyük bir yankı uyandırdı. Sané, “Fenerbahçe benim seviyemde bir kulüp değil. Oraya gitmek kariyerimde büyük bir geri adım olurdu. Böyle bir ihtimali asla ciddiye almıyorum” diyerek hem Süper Lig’i hem de Fenerbahçe’nin proje ve vizyonunu açıkça küçümsedi. Bu sözlerin ardından özellikle sosyal medyada binlerce Fenerbahçe taraftarı Sané’ye tepki gösterirken, kulübün içinden gelecek resmi bir açıklama merakla bekleniyordu.

Bu bekleyiş çok uzun sürmedi. Fenerbahçe kaptanı Milan Škriniar, takımının gururunu ve itibarını korumak adına hızla devreye girerek Sané’ye sert bir mesaj gönderdi. Škriniar’ın yalnızca 12 kelimeden oluşan kısa ama son derece etkili mesajı, Avrupa basınında dahi geniş yer buldu. Deneyimli stoper, “Biz küçük değiliz; büyükler için de her zaman kapımız kapalıdır” diyerek Sané’ye hem net bir cevap verdi hem de Fenerbahçe’nin duruşunu tüm dünyaya gösterdi. Taraftarlar bu ifadeleri büyük bir coşkuyla karşıladı ve sosyal medyada Škriniar’a binlerce destek mesajı atıldı.

Sané’nin sözleri, Türkiye’de uzun süredir tartışılan “Avrupa futbolcularının Süper Lig’e bakış açısı” konusunu yeniden gündeme getirdi. Birçok spor yorumcusu, Alman yıldızın bu çıkışının tamamen gereksiz olduğunu, futbolun artık yalnızca büyük liglerden ibaret olmadığını, Türkiye gibi futbol tutkusu yüksek ülkelerde oynamanın birçok oyuncu için kariyer zirvesi anlamına gelebileceğini savundu. Fenerbahçe’nin son yıllarda yaptığı yatırımlar, Avrupa’da elde ettiği başarılar ve dünya yıldızlarını kadrosuna katması da hatırlatılarak, Sané’nin kulübü “küçük” olarak nitelendirmesinin ciddi bir bilgi eksikliğini gösterdiği ifade edildi.

Fenerbahçe cephesinde ise bu sözlerin motivasyon kaynağı hâline geldiği konuşuluyor. Kulübün, özellikle bu tür açıklamalara karşı son derece hassas olduğu biliniyor. Škriniar’ın liderliğinde takım içinde birlik mesajlarının verildiği, oyuncular arasında “sahada cevabı verme” düşüncesinin hâkim olduğu belirtiliyor. Teknik ekibin de bu tartışmanın takımı olumsuz etkilemesine izin vermediği, aksine sezonun geri kalan bölümü için ekstra bir motivasyon unsuru olarak değerlendirdiği söyleniyor.

Öte yandan Sané, artan tepkiler üzerine sessiz kalmayı tercih etti. Avrupa basınından bazı gazeteciler, Alman oyuncunun açıklamalarının “gereğinden fazla kibirli” olduğunu ve kamuoyundaki olumsuz algıyı fark ettiği için geri adım atmadığını, bunun yerine konunun kapanmasını beklediğini yazdı. Ancak Fenerbahçe taraftarı, yaşananları kolay kolay unutacak gibi görünmüyor. Özellikle sosyal medyada Sané’nin adının her geçtiği paylaşımın altına Fenerbahçe taraftarları, Škriniar’ın 12 kelimelik mesajını tekrar tekrar yazarak adeta bir slogan hâline getirdi.

Bu olay yalnızca iki futbolcunun sözlü tartışmasıyla sınırlı kalmadı; Türkiye’deki spor kültürünün dışarıdan nasıl algılandığı ve uluslararası futbolcuların buraya bakış açısı da yeniden masaya yatırıldı. Birçok yorumcu, Süper Lig’in rekabetçi yapısı, derbilerin atmosferi ve taraftar kültürü düşünüldüğünde “küçük lig” olarak nitelendirilemeyeceğini vurguladı. Ayrıca Fenerbahçe gibi köklü bir kulübün, tarihinde sayısız başarıya imza atmış, milyonlarca taraftarı olan dev bir kurum olduğunun altı çizildi. Bu nedenle Sané’nin sözlerinin gerçeklikle bağdaşmadığı ve çoğu kişinin gözünde profesyonellikten uzak bulunduğu belirtildi.

Sonuç olarak, Sané’nin açıklamaları futbol dünyasında gereksiz bir tartışma yaratırken, Fenerbahçe’nin cevabı hem net hem de onurlu bir duruş sergiledi. Milan Škriniar’ın kısa mesajı, kulübün büyüklüğünü ve özgüvenini en sade şekilde yansıttı. Bu olayın, Süper Lig’in uluslararası arenadaki saygınlığına gölge düşürmek yerine, Fenerbahçe’nin ve Türk futbolunun sesini daha da gür çıkaran bir gelişme olduğu yorumları yapılıyor. Tartışmanın nasıl sonuçlanacağı belirsiz olsa da, bir gerçek var ki: Fenerbahçe ne bugün ne de gelecekte kimsenin küçümseyebileceği bir kulüp değildir.