Sabahın erken saatleri, saat 04:30… Alperen Şengün, memleketinin sokaklarında yürürken, geçmişinin önemli bir parçası olan eski antrenörünü görmek için bir mantı dükkanına uğradı. Dükkan, Alperen’in büyüdüğü yerin tam merkezinde, yıllar önce tanıştığı bu eski antrenörün hayatına yön verdiği semtte bulunuyor. Şu anda 73 yaşında olan antrenörü, basketbol kariyerinin en önemli figürlerinden biri olmasa da, Alperen’in hayatındaki en büyük etkilerden birine sahipti.
Antrenörünün mantı dükkanını açmasının ardından yıllar geçse de, ona duyduğu saygı ve minnettarlık hiçbir zaman azalmamıştı. Bugün, dükkanın önünde buluşan ikili arasında duygusal bir konuşma gerçekleşti. Alperen, eski antrenörünün yanına oturduğunda, “Neden emekli olmadın?” diye sordu. Antrenörü ise sakin bir şekilde, hayatının ne kadar zor ve anlamlı olduğunu belirterek, “Sabahları sıcak ekmeğe ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece buradayım,” dedi.

Bu sözler, Alperen’i derinden etkiledi. Antrenörü, basketbol dünyasında büyük başarılar elde etmemiş olabilir, fakat bu iş ahlakı ve toplumuna olan bağlılığı, Alperen için çok değerliydi. “Emekli olduktan sonra neden hala burada olduğunu sordum,” dedi Alperen, gözlerinde hafif bir hüzünle. “Ama cevabı beni gerçekten düşündürdü. O sadece mantı yapmakla kalmıyor, aynı zamanda topluma olan sorumluluğunu da yerine getiriyor. Bu, onun hayatına bakış açısını yansıtıyor.”
Antrenörünün sözleri, Alperen’in hayatında her zaman düşündüğü bir şeyi hatırlattı: “Hayatta sadece başarılı olmak değil, aynı zamanda başkalarına yardım etmek ve onları desteklemek de önemlidir.”
Bir süre sessiz kaldılar, dükkanın içindeki sessizlik Alperen’in derin düşüncelerine dalmasına yol açtı. O an, Alperen’in gözleri parladı ve birden harekete geçti. Antrenörüne doğru yürüdü ve ona samimi bir jestte bulundu. Alperen, cebinden bir zarf çıkarttı ve içini açarak, antrenörüne doğru uzattı. Zarfın içinde, eski antrenörüne olan minnettarlığının sembolü olarak büyük bir miktarda para vardı. “Bu, senin için… Çünkü senin sayende bugün olduğum yerdeyim,” dedi.
Antrenör, önce şaşkınlıkla baksa da, Alperen’in bu jesti karşısında gözleri doldu. Gözyaşlarını tutamayan eski antrenör, Alperen’e dönerek “Teşekkür ederim,” dedi, sesi titreyerek. “Sana her zaman, hem oyuncu hem de insan olarak değer verdim. Ama bugün, senin bu hareketinle gerçekten gururlandım.”

Alperen, bu samimi jestin ardından antrenörünü sımsıkı sarıldı. O an, dükkanın içindeki tüm müşteri ve çalışanlar sessizleşti ve bu duygusal anı izlemeye başladılar. Gözyaşları, sadece Alperen ve antrenörü için değil, etraftaki herkes için de anlamlı bir hale gelmişti. Birçok kişi, bu basit ama derin anlam taşıyan jestin gücüne kapılarak, duygusal bir an yaşadı.
Alperen, genç yaşında büyük bir başarıya imza atmış bir basketbolcu olarak, aslında en büyük dersini hayatının başka bir alanında, eski antrenöründen almıştı. “Yıllar geçse de, bazen en önemli şeyler parayla ölçülmez,” dedi Alperen, gözleri hala antrenörüne odaklanmışken. “İnsanlar arasında kurduğun bağlar ve başkalarına yardım etme isteğin, seni gerçek bir lider yapar.”

Alperen Şengün’ün, eski antrenörüyle olan bu duygusal anı, hayatın anlamına dair önemli bir hatırlatma oldu. Alperen, basketbol dünyasında başarıya ulaşmış bir isim olarak, en büyük mirasını sadece sahada değil, aynı zamanda hayatta da insanlara olan bağlılığında bulmuştu. Eski antrenörünün “sıcak ekmeğe ihtiyacı olan insanlar” sözleri, Alperen’in de yolunda ilerleyeceği bir felsefe olacaktı. Bu özel an, basketbolun sadece bir spor olmadığını, insan ilişkilerinin ve değerlerinin ne kadar önemli olduğunu herkese hatırlattı.