EuroBasket 2025’in en çok konuşulan isimlerinden biri olan Alperen Şengün, yalnızca rakamlarıyla değil, aynı zamanda sahadaki olağanüstü çevikliğiyle de gündemden düşmüyor. Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan şaşırtıcı bir açıklama, basketbol dünyasında adeta bomba etkisi yarattı. Şengün, basın toplantısında kullandığı Nike ayakkabılarındaki gizli bir güncellemenin, onun normal ayakkabılara kıyasla tam 19 saniye daha hızlı koşmasını ve daha yükseğe zıplamasını sağladığını açıkladı.

Bu sözler, bir anda salonda fısıltılara yol açtı. Sporseverler arasında “Bu gerçekten mümkün mü?” sorusu yankılandı. Nike’ın ileri teknoloji ürünleri biliniyordu, ancak bu ölçekte bir performans artışı, neredeyse bilim kurguya yakındı.

Alperen’in sözleri özellikle Polonya Milli Takımı’nın deneyimli kaptanı Mateusz Ponitka üzerinde büyük bir etki yarattı. Ponitka, şaşkınlığını gizleyemedi. Kulislerde dolaşan bilgilere göre, toplantının hemen ardından NBA yönetimine resmi bir şikâyet dilekçesi sundu. Gerekçesi ise açıktı: “Haksız rekabet.”

Ponitka’nın iddiasına göre, eğer Şengün gerçekten böyle bir teknoloji kullanıyorsa, bu sadece bireysel üstünlük değil, aynı zamanda sporun adaletini zedeleyen bir durumdu. “Biz yıllardır ter döküyoruz, ama teknoloji ile kazanılan avantaj sahadaki emeği gölgeler” diyerek öfkesini dile getirdiği söyleniyor.

Ancak işin gerçeği biraz daha farklı olabilir. Şengün’ün ayakkabılarında kullanılan güncellemenin, aslında basit bir karbon taban ve yeni nesil hava yastığı teknolojisinden ibaret olduğu, 19 saniyelik farkın ise bir abartıdan ibaret olduğu konuşuluyor. Bazı yorumcular, Şengün’ün bu açıklamayı mizahi bir şekilde söylediğini, fakat medyanın bunu ciddiye alarak büyüttüğünü ileri sürüyor.

Yine de hikâye burada bitmedi. Sosyal medya bu açıklamadan sonra çılgına döndü. Twitter’da “Nike doping mi yapıyor?” başlıklı binlerce yorum paylaşıldı. #SengunShoes etiketi dünya gündemine girdi. Bir kullanıcı, “Bu ayakkabılar piyasaya çıkarsa maratoncular dünya rekorunu kırar” derken, bir diğeri “Ponitka boşuna şikâyet ediyor, Alperen zaten çıplak ayakla da onları yenerdi” diye yazdı.

Nike cephesi ise sessizliğini uzun süre korudu. Ancak baskılar artınca şirketten kısa bir açıklama geldi: “Alperen Şengün’ün kullandığı model, herkese açık olan yeni seri ZoomX Pro’dur. İçinde gizli bir teknoloji yoktur, sadece daha iyi enerji dönüşümü sağlayan malzemeler kullanılmıştır.”

Bu açıklama bile söylentilerin önünü kesmedi. Çünkü bazı analistler, Nike’ın ticari kazanç için bu söylentiyi kasıtlı olarak büyütmüş olabileceğini iddia etti. “Bu skandal markaya zarar vermez, aksine satışları patlatır” diyen spor pazarlama uzmanları, olayın aslında zekice kurgulanmış bir reklam stratejisi olabileceğini öne sürdü.

Şengün ise tüm tartışmalara rağmen sahada işini yapmaya devam ediyor. Polonya’ya karşı oynadığı çeyrek final maçında kaydettiği 19 sayı, 12 ribaund ve 10 asistlik triple-double, onun yalnızca ayakkabılarla değil, gerçek yeteneğiyle parladığını kanıtladı. Yani ister karbon taban, ister hava yastığı; asıl farkı yaratan şey onun azmi, zekâsı ve oyun vizyonuydu.

Taraftarlar için de sonuç değişmedi. Onlar Şengün’ün hikâyesine inanmak, onun çevresinde oluşan efsaneyi büyütmek istiyordu. Çocuklar sokaklarda kendi ayakkabılarına “Şengün güçlendirmesi” diyerek şakalaşmaya başladı. Türkiye’deki mağazalarda Nike ürünlerine talep patladı, birçok model kısa sürede tükendi.

Mateusz Ponitka ise şikâyetini resmi olarak NBA’e iletmiş olsa da, büyük ihtimalle bu süreç uzun soluklu bir hukuki davaya dönüşmeyecek. Çoğu uzman bunun kağıt üzerinde kalacağını ve asıl etkisini medya üzerinden göstereceğini düşünüyor. Ama Ponitka’nın öfkesini tetikleyen şey, belki de Şengün’ün olağanüstü yükselişine karşı duyduğu kıskançlıktı.

Sonuçta, ister gerçek bir teknoloji olsun, ister abartılı bir efsane; Alperen Şengün bir kez daha gündemin merkezine oturdu. O, sadece pota altındaki hakimiyetiyle değil, etrafında dönen hikâyelerle de sporun en büyüleyici karakterlerinden biri hâline geliyor. Ve belki de işin sırrı ayakkabılarda değil, onun kalbinde taşıdığı kararlılıkta yatıyor.