Alperen Şengün’ün adını duyan herkes, onun NBA’de yükselen bir yıldız olduğunu bilir; ancak bugün tüm dünyayı şaşkına çeviren hikâye, basketbol sahalarının çok ötesinde bir insanlık mucizesine dönüştü.
Genç yıldızın, Filipinler’in Masbate bölgesinde doğan yapışık ikiz kız kardeşlerin ayrılması için gereken yüksek riskli ameliyatı finanse ettiği haberi uluslararası basında bomba etkisi yarattı. Bu olay yalnızca spor dünyasında değil, tıp dünyasında da derin bir yankı uyandırdı.
Manila’daki bir çocuk hastanesinde başlayan bu hikâye, hem dram hem umut hem de büyük bir cesaretle örülmüş bir destana dönüştü.
Her şey Alperen Şengün’ün Manila’da küçük bir sosyal sorumluluk ziyareti için hastaneye uğramasıyla başladı. Normalde kısa sürmesi beklenen bu ziyaret, genç yıldızın hayatındaki en unutulmaz anlardan birine dönüştü. Hastane koridorlarında yürürken doktorlardan biri ona Angela ve Angel May isimli iki kız kardeşten bahsetti.
Yapışık doğan bu iki küçük kız, altı yaşına gelmişti ve hayatları boyunca birbirlerinden hiç ayrılamamışlardı. Anneleri Rosalyn, yıllardır ameliyat için para biriktirmeye çalışmış ancak gereken yüksek maliyetin yalnızca küçük bir kısmını karşılayabilmişti. Ailenin durumu Şengün’ün kalbine dokundu.

Kız kardeşlerle tanıştığı o an, hastanedeki herkesin zihnine kazınacak kadar güçlüydü. İki küçük kız, Alperen’i görünce utangaç bir şekilde gülümsedi, anneleri ise gözyaşlarını tutamadı. Doktorlar ameliyatın oldukça riskli olduğunu, hayatta kalma ihtimalinin bile yüzde elliyi geçmediğini söylediğinde odaya ağır bir sessizlik çöktü. Fakat o sessizliği bozan ilk kişi Alperen oldu.
Genç yıldız, düşünmeden masanın üzerindeki dosyaları kapatıp annelerine baktı ve ameliyat için gereken tüm masrafları üstleneceğini söyledi. Bu teklif, hem doktorları hem aileyi hem de orada bulunan herkesi derin bir şaşkınlığa sürükledi.
Ameliyat tarihi belirlendiğinde tüm ülke nefesini tuttu. Filipinler’in dört bir yanından insanlar sosyal medyada destek mesajları paylaştı. Dünya basını, NBA yıldızının cesaretini ve fedakârlığını manşetlere taşıdı. Ancak ameliyat günü geldiğinde, kimsenin beklemediği kadar dramatik bir süreç yaşandı. On iki saat sürmesi planlanan operasyonun dördüncü saatinde doktorlar, beklenmedik bir komplikasyonla karşılaştı.
Kan kaybı kontrol edilemiyor, vücut fonksiyonları sürekli dalgalanıyor, operasyon masasında panik giderek yükseliyordu. Ameliyathanenin dışında ise Rosalyn dizlerinin üzerine çökmüş halde dua ediyordu.

Tam bu sırada, hastanede bulunan bir görevli koşarak Alperen’in kaldığı odaya girdi ve durumu anlattı. Genç oyuncu bir saniye bile düşünmeden ameliyathaneye yöneldi. Normal şartlarda kimsenin içeri alınmadığı steril bölgeye adım attığında doktorlar şaşkınlıkla ona döndü. Fakat Şengün’ün sesi o kadar kararlıydı ki kimse onu durduramadı.
Göğsünde hissettiği yoğun duygu ve derin bağ, onu oraya çeken en güçlü itici güçtü. Doktorlara ne yapabileceğini sorduğunda, baş cerrah kısa bir tereddütten sonra kritik bir karar verdi. Küçük kızların hayatını kurtarmak için özel bir donöre ihtiyaç duyuyorlardı ve Alperen’in kan grubu tam uyuyordu.
Bu durum salondaki gerilimi bir anda umut dolu bir bekleyişe çevirdi. Şengün hemen hazırlık odasına alındı ve gerekli kan bağışı prosedürü başlatıldı. Ameliyathaneye geri döndüğünde doktorlar çalışmaya devam ederken, herkes onun yaptığı bu fedakâr hamlenin büyüklüğünü sessizce hissediyordu. Ameliyat toplamda on altı saat sürdü.
Zorlu mücadelenin ardından baş cerrah, ter içinde ameliyathaneden çıktı ve Rosalyn’e kızların hayatta olduğunu söylediği anda tüm hastanede alkış ve gözyaşları birbirine karıştı.
Ameliyat başarılı geçmişti. Angela ve Angel May artık kendi başlarına yaşayabilecek iki ayrı bireydi. Birkaç gün sonra uyanan kızlar, annelerinin yanında Alperen’i görünce gülümseyerek ellerini ona uzattı. Şengün’ün gözleri doldu ama gülümsemesi hiç kaybolmadı. Bu an, uluslararası medyada insanlık ve umut sembolü olarak paylaşıldı.
Bu olaydan sonra Alperen Şengün yalnızca basketbol yeteneğiyle değil, insanlığın en güzel örneklerinden biri olarak anılmaya başlandı. NBA yıldızının yaptığı fedakârlık, milyonlarca kişiye ilham verdi. Filipinler’de binlerce aile sosyal medya üzerinden teşekkür mesajları gönderdi. Türkiye’de ise genç sporcu, hem ülkesi hem dünya için bir gurur kaynağı olarak değerlendirildi.
Daha sonra Şengün bir röportajında, o an verdiği kararın bir kahramanlık değil, insan olmanın gereği olduğunu söyledi. Kızların sağlığına kavuştuğunu gördüğü an hayatında hiçbir zaferin ona bu kadar büyük bir mutluluk vermediğini ekledi.
Bugün Angela ve Angel May yeni hayatlarına umutla devam ederken, onların hikâyesi Alperen Şengün’ün adını sadece spor tarihinde değil, insanlığın kalbinde de ölümsüz bir yere taşıdı.

Şengün’ün gerçekleştirdiği bu olağanüstü yardım yalnızca tıbbi bir başarı hikâyesi olarak kalmadı. Filipinler basını günlerce ondan bahsetti, televizyon programları onun fedakârlığını övdü ve sokaklarda insanlar posterlerini taşıdı. Manila’da küçük bir meydanda toplanan yüzlerce kişi, ikizlerin ayrılmasını sağlayan bu mucizevi sürecin ardından Alperen’in fotoğrafını çiçeklerle süsledi.
Bazı aileler çocuklarını kucağına alarak “İyi insanlar hâlâ var” sözleriyle duygularını dile getirdi. Bu görüntüler uluslararası haber kanallarında geniş yer buldu ve dünya genelinde milyonlarca kişi tarafından paylaşıldı.
Türkiye’de ise durum çok farklı değildi. Sosyal medyada #AlperenSengun etiketi günlerce trend listesinde kaldı. İnsanlar onun yalnızca bir sporcu olmadığını, adının artık iyiliğin ve cesaretin sembolü hâline geldiğini yazıyordu. Bazı yorumcular, bu olayın genç sporculara sorumluluk ve toplumsal duyarlılık konusunda örnek teşkil ettiğini vurguladı.
Basketbol camiasında bile rakip oyuncuların ve koçların tebrik mesajları gündem oldu. Alperen’in davranışının “sporun ruhu” ile uyumlu olduğu, rekabetin ötesinde insanlığın kazanmasının çok daha önemli olduğu söylendi.
Hastanedeki iyileşme süreci boyunca Alperen sık sık kız kardeşleri ziyaret etti. Her ziyarette iki küçük kız ona minnet dolu gözlerle bakıyor, anneleri Rosalyn ise elini tutup teşekkür ediyordu. Rosalyn bir gün duygularını şöyle ifade etti: “Siz sadece çocuklarımı kurtarmadınız, hayatımıza yeniden umut getirdiniz.” Bu sözler Şengün’ü derinden etkiledi.
O an genç yıldız gözlerine dolan gözyaşlarına engel olamadı. Kızların oda kapısına çizdiği küçük bir resim ise onun için hayatta aldığı en değerli hediyelerden biri oldu. Resimde el ele tutuşmuş üç kişi vardı ve üstünde çocukça bir yazıyla şu cümle yazıyordu: “Teşekkürler Alperen.”
Şengün daha sonra bu yaşananların hayat boyu unutamayacağı bir ders olduğunu söyledi. Ona göre başarı yalnızca maç kazanmakla ölçülmüyordu. Bazen bir insanın kaderini değiştirmek, bir şampiyonluğun bile ötesinde bir anlam taşıyordu. Bu olay, onun için kariyerinde yeni bir yol açtı.
Artık yalnızca NBA’de parlayan bir yıldız değil, aynı zamanda umut taşıyan bir figürdü. Dünya onun hikayesini konuşmayı uzun süre bırakmayacaktı.