“BANA KADIN DEDİM” Arda Güler, 2025 Dünya Kupası Elemeleri’nde Türkiye ile İspanya arasında oynanan maçta Lamine Yamal ile neredeyse kavgaya dönüşen gergin ortamı öfkeyle anlatıyor 😡

“BANA KADIN DEDİM” Arda Güler, 2025 Dünya Kupası Elemeleri’nde Türkiye ile İspanya arasında oynanan maçta Lamine Yamal ile neredeyse kavgaya dönüşen gergin ortamı öfkeyle anlatıyor 😡

Taktiksel bir düellodan gergin bir mücadeleye dönüşen yüksek riskli bir karşılaşmada, Real Madrid’in genç orta saha ustası Arda Güler, Barselona’nın dahisi Lamine Yamal karşısında alışılmadık derecede ateşli bir an yaşadı. Türkiye ile İspanya arasında 7 Eylül 2025’te oynanan Dünya Kupası eleme maçı, Türkiye’nin Konya’da 6-0’lık acımasız bir yenilgisiyle sonuçlandı; ancak en dramatik olaylardan biri, son golden hemen sonra yaşananlardı.

İspanya’nın üstünlüğü artarken, sahadaki gerilim de arttı. Maçın son anlarında, bezgin Güler’in sırıtan Yamal’ı ittiği görüldü ve bu an, maçın sonucunu gölgede bıraktı. Real Madrid-Barcelona rekabetinin sembolleri olan bu iki yükselen yıldız, birbirlerine sert bakışlar attılar ve kısa ama yoğun bir fiziksel mücadeleye giriştiler; bu, tek taraflı bir mücadelede heyecan verici bir dönüm noktasıydı.

Güler’in hayal kırıklığı apaçık ortadaydı: Bu itiş, İspanya’nın altıncı ve son golünden sonra geldi ve Türkiye’nin eleme umutlarının azaldığı bir anda duygusal bir yüke büründü. Vanguard News şöyle yazdı: “Türkiye altı gol gerideyken, sinirler gerildi – sinirli Güler, ikili karşı karşıya gelirken sırıtan Yamal’ı itti.”

Bu sert an tamamen beklenmedik bir anda yaşanmadı. Mücadeleden önceki günlerde medya ve uzmanlar, iki genç yeteneği karşılaştıran söylemleri körükledi. Güler, bu karşılaştırmalara sakin bir profesyonellikle karşılık verdi. Birçok basın toplantısında, karşılaştırmaların haksız olduğunu vurguladı: “Aynı pozisyonda oynamıyoruz ve oyun tarzlarımız farklı,” dedi. “O Barcelona’da oynuyor, ben Real Madrid’de, bu yüzden karşılaştırmayı anlıyorum. Ona başarılar diliyorum.”

Ayrıca Yamal’ın yeteneğini ve Türkiye’nin kendi kalitesini de kabul etti. Güler, “Lamine Yamal’ın yaptıklarına şaşırmıyorum çünkü çok yetenekli,” dedi ve Türkiye’nin “büyük bir özgüvenle” oynayacağını ekledi. Sözlerindeki samimi ton, sonunda ortaya çıkan gerginlikle keskin bir tezat oluşturuyordu.

Bazı analistler olayı “El Clasico’nun minyatür hali” olarak nitelendirdi: Kulüp sadakati ile gençlik gururunun uluslararası arenada çarpıştığı bir an. Nitekim, saygıyla harmanlanmış sıradan bir basın toplantısı gibi görünen bu durum, hakem düdüğünü çaldığında ham bir rekabet ifadesine dönüştü.

İttifakın ardından başka bir olay yaşanmadı ve İspanya, Mikel Merino’nun üç golü, Pedri’nin iki golü ve Ferran Torres’in bir golüyle üstünlüğünü kanıtlayarak 6-0’lık skorla rahat bir galibiyet elde etti.

Olayın ardından sosyal medya ve taraftarlar hemen tepki gösterdi. Bazıları bu yüzleşmeyi sansasyonellik olarak nitelendirdi; örneğin bir Reddit kullanıcısı şöyle yorum yaptı: “Bu ‘kavga’ da tamamen anlamsız bir şey. Bu 30 saniyelik klipte gerçekten önemli hiçbir şey yaşanmadı.” Diğerleri ise bu anı, bu iki genç yeteneği çevreleyen ateşli ruhun ve beklentilerin bir simgesi olarak nitelendirdi.

Madrid’de ve uluslararası arenada gösterdiği performansla -olgunluğu ve teknik yetenekleriyle- güçlü bir duruş sergileyen Güler için bu an her şeyi özetliyor: gurur, baskı ve futbolun en amansız rekabetlerinin kışkırtıcı potansiyeli.

20 yaşında, Real Madrid’de çıkış sezonu devam eden ve Türkiye için kilit bir isim olan Güler’in sahadaki çabası, genç yıldızların sıklıkla yaşadığı duygusal belirsizliği yansıtıyor. Aynı şekilde, Yamal -henüz 18 yaşında, yetenekli ve övgü dolu- olayın merkezindeydi, ancak itilen oydu.

Her iki yıldız da kulübe dönerken, bu an sadece skorla değil, temsil ettiği rekabetin nabzıyla da hatırlanacak. “Bana kadın dedi” -tam sözleri yayınlanmamış olsa bile- gollerden ziyade, duyguların yoğun olduğu bir rekabetin sembolik bir manşeti haline gelebilir.

Related Posts

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *