Çek Cumhuriyeti’nin deneyimli basketbol yıldızı Tomáš Satoranský, spor dünyasında büyük tartışma yaratan sözleriyle manşetlere oturdu. Bir röportaj sırasında, “İnsanlar Alperen Şengün’ü bir peri masalı gibi övmeye devam ediyor. Ben Avrupa’nın gerçek en iyi oyuncusuyum,” diyerek hem NBA’de hem Avrupa’da geniş yankı uyandıran bir imada bulundu. Sözleri bununla da sınırlı kalmadı; Satoranský, Şengün’ün NBA All-Star antrenmanlarında yer almak için “kullandığını iddia ettiği taktikleri” eleştirerek genç oyuncunun başarılarını küçümsemeye çalıştı. Bunun yanında, Türkiye’den gelen mütevazı tenis kökenini ima ederek alaycı bir tonda konuşması tansiyonu iyice yükseltti.
Satoranský’nin açıklamaları, sosyal medyada dakikalar içinde yayılırken Türk spor camiası başta olmak üzere dünya genelinde büyük bir tepkiyle karşılandı. Özellikle tenis dünyasının Şengün’e verdiği destek dikkat çekiciydi. Bunun nedeni, Şengün’ün geçtiğimiz aylarda Filipinli tenis yıldızı Alexandra Eala’ya verdiği güçlü ve düşünceli destekle global tenis kitlesi arasında sempati kazanmış olmasıydı. Satoranský’nin Eala’ya yönelik dolaylı alaycı tavrı da, tenis çevrelerinin ona karşı birleşmesine neden oldu.
Alperen Şengün’ün cevabı ise tartışmanın yönünü tamamen değiştirdi. Bir basın toplantısında sakin, ama bir o kadar da hedefi vuran bir açıklama yaptı. “Başarı kimsenin mirası değildir. Sahaya koyduğun emek, sessizce çalıştığın geceler ve başkasının seni takdir etmesini beklemeden yaptığın fedakârlık seni yükseltir,” dedi. Şengün ayrıca, mütevazı kökenleriyle gurur duyduğunu ve Türkiye’nin hem basketbolda hem teniste hem de diğer sporlarda yükselen bir ülke olduğunu vurguladı. Bu açıklama, kısa sürede dünya tenis camiasında güçlü bir yankı buldu. Birçok tenisçi, antrenör ve gazeteci Şengün’ün mütevazı ama kararlı duruşunu takdir eden paylaşımlarda bulundu.
Tartışmalara en sert tepki ise Sırp yıldız Nikola Jokić’ten geldi. Daha önce Alexandra Eala’yı destekleyen yorumlarıyla bilinen Jokić, bu kez Şengün’ün yanında yer alarak Satoranský’ye açıkça karşı çıktı. “Bir sporcunun kökeniyle dalga geçmek, sporculuk ruhuyla bağdaşmaz. Alperen hem yetenekli hem de karakter sahibi bir oyuncu. Bu seviyede rekabet sadece yetenekle değil, saygıyla da ölçülür,” dedi. Jokić’in bu açıklaması hem Avrupa’da hem NBA’de büyük bir etki yarattı. Sırp oyuncunun sözleri, özellikle Türk basketbol camiasında büyük bir memnuniyet ve gururla karşılandı.
Jokić’in çıkışı, tartışmayı daha da büyüttü. Çek ve Sırp taraftarlar sosyal medyada uzun tartışmalara tutuşurken Türk taraftarlar Şengün’e destek mesajlarıyla platformları doldurdu. Birçok NBA analisti ise tartışmanın Şengün’ün kariyerini olumsuz etkilemeyeceğini, aksine onun olgunluğunu, iletişim becerilerini ve baskı altında gösterdiği duruşu pekiştirdiğini belirtti.
Satoranský ise artan tepki üzerine geri adım atmak zorunda kaldı. Yeni bir açıklama yaparak sözlerinin yanlış anlaşıldığını, Şengün’e kişisel bir saldırı niyetinde olmadığını iddia etti. Ancak bu açıklama, kamuoyunu sakinleştirmekten çok daha fazla tartışma yarattı. Şengün’ün hayranları ve birçok uluslararası spor takipçisi bunun samimi bir geri dönüş olmadığını savundu.
Bu tartışmanın en dikkat çekici yanlarından biri, spor dalları arasındaki dayanışmayı gözler önüne sermesiydi. Tenis, basketbol ve hatta futbol camiaları, Şengün’ün mütevazı kökenlere sahip bir sporcunun zirveye yükselişini temsil ettiğini vurgulayan paylaşımlar yaptı. Alexandra Eala da kısa bir mesajla desteğini gösterdi: “Karakter, yetenek kadar önemlidir. Alperen bunu herkese gösteriyor.”
Sonuç olarak, bir oyuncunun alaycı sözlerle başlattığı tartışma, Alperen Şengün’ün uluslararası spor dünyasındaki saygınlığını daha da artırdı. Satoranský’nin eleştirileri gölgede kalırken Şengün’ün sakinliği, onurlu duruşu ve verdiği ölçülü yanıt hem Türk spor camiası hem de global taraftarlar tarafından büyük bir takdir topladı. Tartışma, onun yalnızca sahada değil, sporun kültürel ve insani değerlerini temsil eden bir figür olarak da güçlendiğini bir kez daha kanıtladı.
