GERİLİM: “Türk taraftarları o kadar gürültülüydü ki hiçbir şeye odaklanamadım!” Kaybeden Letonya takımından Kristaps Porziņģis, Alperen Şengün’ün taraftarları çılgınca tezahürat ederken, sinirli bir şekilde topa vuruyordu. Maç boyunca Kristaps Porziņģis, Şengün’ün savunmasını yapmaya çalışsa da her seferinde başarısız oldu. Kristaps çılgına döndü, seyirciyi dava etmekle tehdit etti ve hatta Şengün’ü suçladı. Yorgun hakem sessizlik istedi, ancak Şengün herkesi şaşkına çeviren soğuk ve alaycı bir gülümsemeyle karşılık verdi. Utanan Kristaps, utanç içinde sahadan ayrıldı.

Avrupa basketbolunun atmosferi her zaman sert, hızlı ve duygusal olmuştur; fakat İstanbul’da oynanan Türkiye–Letonya karşılaşması, yıllardır görülmemiş bir gerilim sahnesine dönüştü. Maçın daha ilk dakikalarında Letonya’nın yıldızı Kristaps Porziņģis’in yüzündeki huzursuzluk dikkat çekiyordu. Dev bir salonda yankılanan binlerce Türk taraftarının sesi, adeta boğucu bir duvar gibi Letonya oyuncularının üzerine çöküyordu. Fakat Porziņģis’in maç sonu yaptığı açıklama, gerilimi bambaşka bir noktaya taşıdı. “Türk taraftarları o kadar gürültülüydü ki hiçbir şeye odaklanamadım!” diyerek tüm salonu suçladı. Bu çıkış, geceye damga vuran olayın sadece başlangıcıydı.

Taraftarların coşkusu özellikle her hücumda Alperen Şengün’ün topu eline alışında zirveye çıkıyordu. Salon içi bir anda kaynıyor, dev ekranda Şengün’ün görüntüsü belirir belirmez tribünler dalga dalga ayağa kalkıyordu. Bu enerji Letonya cephesinde sinirleri oldukça gerecek bir baskı yaratıyordu. Porziņģis, bir pozisyonun ardından sinirine hâkim olamayarak topu parkeye sertçe vurdu. Hakemin sert bakışı bile onu durdurmaya yetmedi. O an sahada bir şeylerin koptuğu belliydi.

Maç boyunca Porziņģis, Şengün’ün üstün fiziksel gücünü ve hızlı ayaklarını savunmakta büyük zorlandı. NBA’de yıllardır alıştığımız soğukkanlı Porziņģis profilinin yerinde, panikleyen ve sürekli hakemle konuşan bir oyuncu vardı. Her post-up denemesinde Şengün’ün oyunu okuma becerisine takılıyor, her çember altı temasında dengesini kaybediyordu. Şengün’ün bir pozisyonda attığı ters el turnike sonrası salon adeta patladı. İşte o an Porziņģis’in yüzündeki ifade, gecenin sembol görüntüsü hâline geldi: şaşkınlık, sinir ve çaresizlik.

Letonyalı yıldız, maç sonu açıklamalarında tansiyonu daha da yükseltti. “Bu kadar gürültülü bir ortamda sporcu güvenliği yok. Taraftarlar bir sporcuya zarar verebilir. Bu durumun hukuken incelenmesi gerekiyor.” diyerek seyirciyi dava etmekle tehdit etti. Ardından suçlamalarını daha da ileri götürerek, “Şengün sürekli beni provoke etti.” dedi. Halbuki maçın tekrarlarında Şengün’ün sakin, kontrollü ve tamamen oyuna odaklı olduğu açıkça görülüyordu. Bu açıklamalar hem Türk basınında hem Letonya’da sosyal medyayı ikiye böldü.

Gecenin en çok konuşulan anı ise hakemin oyunu durdurup tribünlerden sessizlik istemesiyle geldi. Hakem yorulmuş, adeta gürültü dalgalarıyla baş edemeyecek hâle gelmişti. Salon kısa bir süreliğine sessizleşti, tüm gözler Şengün’e çevrildi. Şengün’ün yüzünde ince, soğuk ve hafif alaycı bir gülümseme belirdi. Bu ifade hem tribünlerde kahkahalara neden oldu hem de Porziņģis’in moralini tamamen yerle bir etti. Şengün daha sonra bu anı şöyle yorumladı: “Gülmemin nedeni kimseyi küçümsemek değildi. Sadece taraftarımızın coşkusunun ne kadar büyük olduğunu o anda hissettim. Bazen enerji konuşur.”

Maçın bitiş düdüğüyle birlikte Letonya benchi hızlıca soyunma odasına yönelirken, Porziņģis başını öne eğerek sahadan ayrıldı. Letonyalı basın bu anı “Kariyerindeki en sessiz çıkış” olarak yorumladı. Bazı gazeteciler ise bunun Porziņģis’in mental olarak yıprandığının en açık göstergesi olduğunu yazdı. Öte yandan Türk taraftarları sosyal medyada Şengün’e övgüler yağdırdı. Kimi kullanıcılar, “Bu sadece basketbol değil, bir karakter testi!” derken, kimileri Porziņģis’in tepkilerini “bahane üretmek” olarak değerlendirdi.

Gerçeğe gelince: Türk taraftarlarının yüksek enerjisi dünya çapında biliniyor. Avrupa basketbol kültürünün önemli bir parçası olan bu atmosfer, birçok oyuncu için zorlayıcı olabiliyor. Fakat gecenin kurguya açık tarafı, Porziņģis’in taraftarı dava edeceği yönündeki abartılı tehditleri ve Şengün’ün buz gibi gülümsemesinin rakibi tamamen çözdüğü iddiasıydı. Yine de bir gerçek var ki tüm tartışmaların ötesinde duruyor: Şengün oyunu hem mental hem fiziksel olarak kontrol eden taraftı. Bu karşılaşma sadece bir maç değil, karakterlerin ve baskının nasıl sonuç verdiğinin sahadaki en net örneği oldu.

Porziņģis’in ne zaman toparlanacağı bilinmez, fakat İstanbul’daki bu gece uzun süre konuşulacak. Şengün ise kariyerinin en ikonik anlarından birini daha hanesine ekledi. Türk basketbolunun yükselen yıldızının adını artık sadece performansı değil, rakiplerinde bıraktığı derin etki de yazacak.

 
 
 
 

Related Posts

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *