Moda dünyası ile spor dünyası arasındaki sınırlar, hiç beklenmedik bir anda bir kez daha silikleşti. Dünyaca ünlü moda editörü Anna Wintour, emekli olmadan önceki son Vogue kampanyası ve kapağı için NBA yıldızı Alperen Şengün’e 6 milyon dolarlık dev bir teklif sundu. Bu teklif yalnızca moda değil, aynı zamanda kültür, sanat ve spor dünyasında da yankı uyandırdı.

Wintour, teklifini açıklarken Şengün hakkında büyüleyici sözler kullandı:

“Alperen Şengün inanılmaz yetenekli bir oyuncu ve daha da önemlisi, olağanüstü bir evlat. Onun sahadaki duruşu, kararlılığı ve mütevazı gücü bana insanlığın özünü hatırlatıyor.”

Bu sözler, modanın “demir leydisi” olarak tanınan Wintour’un uzun kariyerinde nadiren dile getirdiği bir duygusallığı yansıtıyordu. Vogue’un tarihinde çok az sporcu bu kadar özel bir onurla karşılanmıştı.

Wintour’un vizyonuna göre, bu kampanya yalnızca bir fotoğraf çekiminden ibaret değil. Kadınların ve erkeklerin gücünü, dayanıklılığını ve dünyayı dönüştürme kabiliyetini bir araya getiren bir sanat manifestosu.

Kaynaklara göre, çekim konsepti İstanbul’un tarihi yarımadasında, Kapalıçarşı ve Galata Kulesi civarında planlanıyor. Şengün’ün sade ama etkileyici tarzı, geleneksel Türk motifleriyle harmanlanmış modern bir moda anlayışıyla sunulacak.

Bir Vogue iç kaynağı, “Anna, Alperen’in enerjisinden büyülendi. Onun sporun ötesinde bir figür olduğuna inanıyor,” dedi.

Basın toplantısında Şengün’e teklif resmen iletildiğinde, genç yıldız duygusal anlar yaşadı. Gözleri doldu, sesi titredi ve sadece,

“Bu… benim için büyük bir onur,”
diyebildi.

Ancak asıl sürpriz bundan sonra geldi. Teşekkür konuşmasının sonunda Şengün, beş kelime söyledi — o beş kelime, Anna Wintour’u tamamen sessiz bıraktı:

“Benim annem daha güzel giyinir.”

Salondaki herkes bir anda şaşkınlıkla dondu. Ardından, Anna Wintour’un yüzü bir anlığına ifadesizleşti… ve sonra, moda dünyasının en ciddi kadını kahkahalara boğuldu.

Dakikalarca süren kahkahaların ardından Wintour, “O zaman onu da kapak çekimine davet edelim!” diyerek Şengün’ün espri anlayışına hayran kaldığını söyledi.

Bu olayın ne kadarının gerçek olduğu hâlâ tartışmalı. Bazı gazeteler, teklifin gerçekten yapıldığını ancak rakamın abartılmış olabileceğini iddia ediyor. Diğerleri ise bu olayın bir Vogue PR stratejisi olabileceğini söylüyor.

Buna rağmen, sosyal medyada olay büyük yankı uyandırdı. Twitter’da “#AlperenVogue” etiketi kısa sürede trend oldu. Binlerce hayran, “Alperen sadece NBA’in değil, artık modanın da yıldızı!” şeklinde yorumlar yaptı.

Bir kullanıcı şöyle yazdı:

“Wintour’un bile kalbini kazanmış bir Türk! Bu, sadece bir teklif değil, bir ilham hikayesi.”

Anna Wintour’un 35 yılı aşkın kariyerinde bu kampanya, onun son büyük projesi olacak. Vogue’un yönetiminden emekliye ayrılmadan önce, dünyaya “güç ve zarafetin” evrensel dilini anlatmak istiyor.

Bir moda tarihçisi bu olayı şöyle yorumladı:

“Wintour’un kariyeri boyunca aradığı şey, insanın içsel gücünü dış görünüşe yansıtabilmekti. Alperen Şengün bu dengenin somut hali.”

Gerçekten de, Şengün’ün kariyeri sadece NBA’deki başarılardan ibaret değil. Mütevazı köklerinden, Houston Rockets’ın yıldızlarından biri hâline gelişine kadar her adımı, gençler için bir umut hikayesi.

Törenin ardından Şengün, Anna Wintour’a özel bir hediye gönderdi. Kaynaklara göre hediye, Kapalıçarşı’daki usta bir zanaatkâr tarafından el yapımı bir İznik seramiği tabloydu. Üzerinde ise şu sözler yazıyordu:

“Güzellik, gözle değil, kalple görülür.”

Wintour’un bu hediyeyi ofisinde sergilediği ve gelen her misafire Şengün’ün hikayesini anlattığı iddia ediliyor.

Moda dünyası, genellikle podyumlarla ve tasarımlarla anılır. Ancak bazen, bir sporcunun dürüstlüğü ve mizahı, en pahalı elbiselerden bile daha etkileyici olur.

Alperen Şengün’ün bu hikayesi — ister tamamen gerçek, ister kısmen kurgusal olsun — bir şeyi kanıtlıyor: karizma, markalardan değil, karakterden doğar.

Ve belki de Anna Wintour’un son Vogue kapağında göreceğimiz şey, yalnızca bir basketbolcunun değil, bir insanın dünyaya ilham olma hikayesidir.