“KES SESİNİZİ! KİM OLDUĞUNU SANIYORSUN DA BENİMLE BÖYLE KONUŞUYORSUN?” Alperen Şengün öfkeden kudururken tüm stüdyo donakaldı; söylediği her kelime bir yumruk gibiydi, tüm eleştirileri susturuyordu. Her şey, Evan Mobley’nin 2025-26 NBA sezonundan sonra onu alenen eleştirmesiyle doruğa ulaştı. Ve bununla da kalmadı: Kendi Türkiye’sindeki kamuoyu da ona karşı döndü ve onu şiddetli bir saldırı fırtınasının merkezi haline getirdi. Ancak Alperen Şengün başını eğmek yerine mikrofonu masaya koydu, başını kaldırdı ve sakin ama sert bir sesle yanıt vererek herkesin dikkatini çekti. TRT Spor panikledi ve acil bir açıklama yaptı, ancak sonrasında söyledikleri herkesi bu lanet olası olayı bir kez ve sonsuza dek yeniden düşünmeye zorladı.

Bu sözler, NBA’in yükselen yıldızı Alperen Şengün’ün stüdyodaki öfkesiyle patladığı anda yankılandı. Tüm TRT Spor stüdyosu donakaldı; öfkesinin enerjisi, havada adeta bir elektriklenme yaratmıştı. Söylediği her kelime bir yumruk gibi sertti, tüm eleştirileri susturuyor, izleyenleri büyülüyordu. O an, sadece bir spor röportajı değil, aynı zamanda bir güç gösterisine dönüştü.

Her şey, Evan Mobley tarafından Alperen’in 2025‑26 NBA sezonundaki bazı performansları eleştirilmesiyle doruğa ulaştı. Mobley, sezonun en iyi savunmacılarından biri olarak biliniyor ve Alperen’in yüksek tempo ve agresif oyun stiline karşı eleştirilerde bulundu. Ancak Şengün, yalnızca kendi yeteneklerine güvenmekle kalmadı; aynı zamanda eleştirileri bir motivasyon kaynağı olarak kullanarak performansını zirveye taşıdı.

Olayın yankıları Türkiye’ye ulaştığında, kamuoyu da bölündü. Bir kesim, Alperen’in agresif tavrını gereksiz bulurken, diğer kesim onun cesur ve özgüvenli duruşunu övdü. Sosyal medyada #AlperenŞengün etiketi anında trend oldu, milyonlarca kullanıcı, onun bu çıkışını yorumlamak için adeta yarıştı. Bazı yorumlar, “NBA’in yeni lideri Türkiye’den geliyor” şeklindeyken, bazıları ise “Bu agresif tavır onu zor durumda bırakabilir” dedi.

Ancak Alperen, başını eğmek yerine, mikrofonu masaya koydu, başını kaldırdı ve sakin ama sert bir sesle yanıt verdi. Bu yanıt, sadece stüdyodaki herkesin değil, ekran başındaki milyonların da dikkatini çekti. TRT Spor, beklenmedik bir şekilde panikledi ve acil bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Stüdyoda sessizlik hâkim olurken, Alperen’in sözleri izleyiciler üzerinde adeta bir hipnoz etkisi yarattı: “Ben buradayım, sahada ve stüdyoda hakkımı savunurum. Eleştiriler motivasyonumdur, pes etmem.”

Bu sözler, sadece bir sporcu çıkışı değil; aynı zamanda NBA sahnesinde genç bir Türk oyuncunun sesini duyurma çabasıydı. O anın etkisiyle sosyal medya platformları patladı. Twitter ve Instagram’da milyonlarca gönderi, Alperen’in bu çıkışını tartışmak için paylaşıldı. ESPN, NBA.com ve diğer uluslararası spor kanalları bu olayı geniş kapsamlı haberleştirdi.

Alperen’in hikayesi yalnızca bu çıkışla sınırlı değil. 2025‑26 sezonunda Houston Rockets ile gösterdiği performans, Türkiye ve NBA’in diğer bölgelerinde büyük yankı uyandırdı. Mobley gibi yıldız oyuncularla mücadele ederken, Şengün’ün istatistikleri dikkat çekti: yüksek sayı ortalaması, ribaund ve asist performansı, onun genç yaşta bir lider olabileceğini gösterdi. Bu performans, hem Türkiye’de hem de ABD’de spor analistleri tarafından övgüyle karşılandı.

Ancak Alperen’in asıl etkisi saha dışında, özellikle medya ve kamuoyu karşısındaki duruşunda ortaya çıktı. Genç yaşta, doğru ve yanlış eleştiriyi ayırt ederek kendini ifade etme becerisi, onu sadece bir sporcu değil, aynı zamanda bir rol model haline getirdi. TRT Spor’un acil açıklama yapması ve sosyal medyanın çalkalanması, onun ne kadar dikkat çekici bir figür olduğunu bir kez daha gösterdi.

Olaydan birkaç gün sonra, Alperen Şengün sosyal medyada bir mesaj paylaştı: “Sahada yaptığım gibi, hayatta da dik duracağım. Eleştiriler beni yıldırmaz, aksine güçlendirir.” Bu mesaj, genç sporcular ve hayranlar arasında hızla yayıldı ve onun kariyerinin bu dönüm noktası, tarih boyunca NBA sahnelerinde konuşulacak bir olay haline geldi.

Sonuç olarak, Alperen Şengün’ün TRT Spor stüdyosunda yaşadığı bu an, sadece bir medya olayı değil; aynı zamanda genç bir sporcunun kendine güveni, cesareti ve liderlik yeteneğinin sembolü oldu. Hem gerçek hem de kurgusal dramatik detaylarla örülmüş bu olay, NBA ve Türkiye spor dünyasında uzun süre konuşulacak gibi görünüyor.

 
 
 
 

Related Posts

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *