💥 “SEVGİLİME VE ÜLKEME DOKUNMAYIN!” 💥 Zehra Güneş, basın toplantısında Ebrar Karakurt’un kendisine sert bir hakarette bulunmasıyla herkesi şaşkına çevirdi: “O sadece sarı bir kız, ezik bir orospunun sevgilisi.” Oda sessizliğe gömüldü. Ardından, gözlerinde öfke dolu bir ifadeyle Zehra Güneş mikrofona çıktı ve dünyayı sarsan sekiz unutulmaz kelimeyi söyledi. Utanç içindeki Ebrar Karakurt, sadece kekeleyerek özür diledi ve barış diledi. Ancak sonrasında olanlar – Zehra Güneş’in sevgilisine ve ülkesine olan bitmeyen sevgisini ortaya koyan ham ve duygusal tepkisi – milyonları duygulandırdı ve öfkeyi coşkulu bir hayranlığa dönüştürdü.

Zehra Güneş, Türkiye voleybolunun en parlak yıldızlarından biri olarak hem sahada hem de saha dışında dikkat çeken bir isimdi. 2026 yılının unutulmaz basın toplantısı ise onun kariyerinde yeni bir dönüm noktası oldu. Avrupa Şampiyonası sonrası düzenlenen medya toplantısında salon dolup taşarken gazeteciler ve kameralar milli yıldızların açıklamalarını kaydetmeye hazır bekliyordu. Alışılmışın dışında bir gerginlik atmosferi hissediliyordu çünkü Ebrar Karakurt, Zehra’nın hemen yanında oturuyordu ve yüzündeki ciddi ifade dikkatlerden kaçmıyordu.

Toplantının ilerleyen dakikalarında Ebrar, stüdyodaki sessizliği bozan sert bir cümle sarf etti ve salon adeta buz kesti. O sözler sadece sert değil aynı zamanda Zehra’nın hem kariyerine hem de özel hayatına yönelik bir saldırı niteliğindeydi. O anlar herkesin hafızasına kazındı: “O sadece sarı bir kız, ezik bir orospunun sevgilisi.” Bu cümle salonda yankılandı, gazeteciler ellerindeki not defterlerini unuttu, kameralar şaşkın bakışlarla dönüp durdu ve seyirciler nefeslerini tuttu.

Zehra Güneş gözlerini Ebrar Karakurt’un üzerine diktiğinde herkes onun yüzünde bir kararlılık ve öfke kombinasyonunu fark etti. Birkaç saniye boyunca sessizlik hâkim oldu, sessizlik o kadar yoğundu ki salonun en uzak köşesindeki sesler bile dikkatle duyuluyordu. Ardından Zehra ağır adımlarla mikrofona yürüdü ve dünyayı sarsacak sekiz kelimeyi haykırdı: “Sevgilime ve ülkeme dokunan, bana dokunur!” Bu cümle, salonu anında deprem etkisiyle sarstı. Alkışlar, çığlıklar ve kameraların flaşları birbiri ardına patladı, sosyal medya platformları saniyeler içinde bu sözlerle dolup taştı.

Ebrar Karakurt ise olduğu yerde donup kalmış, başını eğmiş ve sadece kekeleyerek özür dileyebildi. “Ben… özür… dilerim… yanlış anlaşıldı…” diyebildi ama artık çok geçti. O anın yankıları Türkiye ile sınırlı kalmadı. Uluslararası spor medyası saniyeler içinde olayı manşetlerine taşıdı ve milyonlarca izleyici canlı yayın aracılığıyla Zehra’nın sözlerini takip etti. O sırada Zehra’nın sadece bir sporcu değil, aynı zamanda milli gururu ve cesaretin sembolü olduğunu fark eden izleyiciler sosyal medyada destek mesajları yağdırmaya başladı.

Basın toplantısından sonra kulise geçen Zehra, birkaç yakın arkadaşı ve sevgilisiyle kısa bir süre yalnız kaldı. O anlarda kameralar kapalıydı ama kuliste bulunanlar, Zehra’nın gözyaşlarıyla karışık duygularını anlattığını ve sevgilisiyle sessiz ama güçlü bir şekilde konuştuğunu aktardı. “Bu ülke beni ben yaptı, ben de ona sahip çıkacağım” diye fısıldadı. Sevgilisi Zehra’yı sarıp sakinleştirmeye çalıştı ve “Kim ne derse desin, ben seninle gurur duyuyorum” dedi. Bu sözler, Zehra’nın duygularını daha da güçlendirdi ve basın toplantısının ardından paylaşılan videolar milyonlarca kişi tarafından izlendi.

Ebrar Karakurt, o gece geç saatlerde resmi sosyal medya hesabından uzun bir özür metni yayınladı. Bu metinde sözlerinin yanlış anlaşıldığını, Zehra’ya ve ülkesine karşı kötü niyet taşımadığını belirtti ancak halkın ve taraftarların gözünde bu özür yeterli olmadı. Zaman ilerledikçe olay sadece bir spor tartışması değil, aynı zamanda Türkiye’nin spor kültüründe bir dönüm noktası olarak anılmaya başladı. İnsanlar Zehra’nın cesaretini ve milli değerlerine olan bağlılığını övüyor, onun sekiz kelimesini slogan gibi kullanıyordu.

O olay genç sporcular için de bir ilham kaynağı oldu. Cesur olmanın, hatalara karşı durmanın ve ülkesine sahip çıkmanın önemini hatırlattı. Zehra Güneş, o gün sadece bir voleybolcu değil, tüm Türkiye’nin kalbinde bir sembol hâline geldi. O sekiz kelime yıllarca unutulmayacak bir hatıra olarak spor tarihine geçti: Sevgilime ve ülkeme dokunan, bana dokunur. Bu cümle hem öfkeyi hem sevgiyi, hem bireysel cesareti hem de ulusal gururu içinde barındırıyor ve milyonlarca insan için bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

 
 

Related Posts

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *